Haber

Eğitim-Sen dönemi değerlendirdi: Okullara mezhepler sokuluyor

TRABZON – Eğitim-Sen Trabzon Şubesi, Cuma günü tamamlanacak 2023-24 Eğitim-Öğretim Yılı ilk dönemine ilişkin değerlendirme toplantısı gerçekleştirdi. Kent merkezindeki Eğitim-Sen binasında yapılan açıklama, Şube Başkanı Muhammet İkin yönetimiyle birlikte yapıldı. İkincisi, 2024 yılının eğitimde sorunlarla başladığını ve siyasi iktidarın eğitimde laikliği ve bilimselliği aşındırmaya yönelik düzenlemeleri hızlandırdığını kaydetti.

AK parti hükümetinin 22 yıl içinde 9 milliyet bakanı ile bir bulmaca kuruluna dönüştüğü bilimsel, laik ve kamusal eğitim kalitesinin, reform adındaki her yeni değişiklikle daha da aşındığını belirterek, liyakat ve ehliyet ilkesi terk edilmiş, partizanlık ve partizanlık ilkeleri benimsenmiş, siyasi kadro oluşumu esas alınmıştır.

‘ÖNLEMLER YETERSİZ’

Okullara merkezi bütçeden yeterli kaynak ayrılmadığını ve eğitim harcamalarında vatandaşların üzerindeki yükün sürekli arttığını belirten İkinci, “Öğrencilerin örgün eğitimden uzaklaşmasını engelleyecek tedbirler yetersiz kaldı. Mesleki Eğitim Merkezleri (MESEM) ile” dedi. , çocuk işçiliği ve çocuk işçiliğinin sömürülmesi, eğitim ve yaşam hakkının ihlaline dönüştü.Eğitim “Bilim emekçilerinin ekonomik, özlük, sosyal ve demokratik haklarında talep edilen iyileştirmelerin yanı sıra, çalışma ve yaşam koşulları da daha da kötüleşti. ekonomik kriz.”

Yusuf Tekin’in 4 Haziran 2023’te Milli Eğitim Bakanlığı’na atanmasıyla eğitim sistemindeki din ve piyasa odaklı dönüşümün hız kazandığını kaydeden İkinci, bakanın 6 aylık dönemine mezhep ve cemaat ilişkilerinin damga vurduğunu söyledi.

‘DİYANET EĞİTİMDE AKTÖR OLDU’

Hükümetin, mezhep ve cemaatlerle hukuka aykırı protokollerin yargı kararlarına rağmen devam edeceğini açıkça Meclis’ten belirttiğini hatırlatan İkik, “Mezhep ve cemaatler ‘STK’ olarak nitelendirildi. Diyanet İşleri Başkanlığı eğitimde aktör haline getirildi” herhangi bir pedagojik formasyonu olmayan bireylerin öğrencilerle etkileşime girmesine izin verildi.” “Sunumunun önü açıldı” dedi.

İkinci, açıklamalarına şöyle devam etti:
Ekonomik kriz koşullarına rağmen tüm davetler dikkate alınmadı ve öğrencilerin sıcak yemek talebinin karşılanması için gerekli adımlar atılmadı. Merkezi bütçeden gönderilmeyen yeterli kaynak ve atanmayan yardımcı hizmetler sınıfına ait işçi ihtiyacı, okul aile birlikleri aracılığıyla karşılanarak okullar işletmeye dönüştürüldü.

Öğretmenlere gönderilen beyaz önlüklerin tüm bu aksilikleri örtbas etmeye yeteceği zannedildi. Ancak öğretmenlerin ve eğitim alanının sorunları ancak grev ve toplu sözleşmelerle sendikal haklarla, örgütlenme ve ifade özgürlüğünün geliştirilmesiyle, çalışma yaşamının demokratikleşmesiyle mümkün olabilir.

Eğitim hizmeti, devlet tarafından Milli Eğitim Bakanlığı aracılığıyla sağlanan bir kamu hizmetidir ve hiçbir şekilde başka bir kuruluşa devredilemez. Çocukların vatandaş olarak laik, bilimsel ve nitelikli eğitim hakkını talep etmek ailelerin görev ve sorumluluğudur ve haklarıdır. “Aileler olarak okullarınıza sahip çıkın, öğretmenlerinizle kuracağınız sağlıklı iletişim ve iş birliği çocuklarımızın gelişimine destek olacaktır.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu